Zihinlerin Kör Karanlığı: İslamofobi

Yakın geçmişte olduğundan çok daha fazla bugün de atılan en büyük nara: özgürlük. Özgürlük; hoşnut olmadığı bir inancı, düşünceyi, duyguyu, tanımı, hâli hınçla yok etmek midir? Özgürlük milyarlarca insanın baş eğip mukaddes saydığı bir kitabı yakmak mıdır? Özgürlük inancı gereği yaşayanın sesine, sözüne, hâline, giyinişine, tüm insani durumlarına tahammülsüzlüğün bir başka adı mıdır? Kendinden olmayana ölümü reva görmek midir mesela özgürlük? Hâlen söz konusu ‘özgürlük’ kavramıyla sergilenen hıncı durdurmanın zamanı gelmedi mi? Kapitalist dünyanın İslam’a attığı bu yumruğu sineye çekecek değiliz! İslamofobi karanlığını dağıtıyoruz, dağıtacağız. Bu akıl dışı hareketin başını eziyoruz, ezeceğiz! İnsaniyeti, iyiliği, barışı, huzuru tesis eden tek din olan İslam’a ve Müslümanlara yönelik bütün önyargıları bertaraf ediyoruz, edeceğiz.

Müşterek’in bu sayısında İslam’a yönelik hıncı, İslamofobi karanlığını dağıtmak üzere bir dosya hazırlandı. Diyoruz ki; İslamofobi dedikleri şey, ayrımcılığın, haksızlığın ve insan hakları ihlallerinin temelidir. Bu düşünce tarzıyla beslenen insanlar, adeta kördüğüm olmuş bir ipi boyunlarına doluyorlar. Hakikati görmek ve anlamak için ellerindeki en değerli araçları, yani anlayış ve empatiyi, kendisi gibi olmayanın varlığına dair tahammülü mümkün kılmalılar ki boğulmasınlar. Bunu İslam buyuruyor. İslam, insanı insandan koruyor. Bunca ölüme, haksızlığa, açlığa, adaletsizliğe, hınca dur demek, onları durdurmak ancak İslam’la mümkündür. İslam güzeldir; güzel olana davettir.